Gökhan Karakaş
18 Mart 2019
Milliyet Gazetesi
‘İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok’
Birinci Dünya Savaşı’nı cephede takip eden tek kadın gazeteci olarak basın tarihine geçen Wanda Zembrzuska’nın yazdığı 14 mektup gün ışığına çıktı. Ağustos 1915’te Gelibolu’da 10 gün geçiren Zembrzuska, Mustafa Kemal’in kendisine “İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok” dediğini yazıyor...
Birinci Dünya savaş tarihinin en kahraman direnişinin yaşandığı Çanakkale Muhabereleri’ni bombaların altında takip eden Bulgar kadın gazeteci Wanda Zembrzuska’nın mektupları kitap oldu. Birinci Dünya Savaşı’nı cephede takip eden tek kadın gazeteci olarak basın tarihine de geçen Zembrzuska’nın gazetesi Utro’ya İstanbul ve Gelibolu Yarımadası’ndan gönderdiği 14 mektuba AnkaraÜniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim ulaştı. Büyük bir cesaretle Sofya’dan trene binerek İstanbul’a gelen, ardından Osmanlı Ordu Hümayunu’nun özel izniyle Gelibolu Yarımadası’na geçen Zembrzuska, 10 gün kaldığı cephede Mustafa Kemal ile tanışmıştı. Çanakkale Cephesi’ni tüm yönleriyle anlatan Zembrzuska’nın mektuplarında Mustafa Kemal’in kararlılığı göze çarpıyor.
‘Kaya gibi duruyorlar’
İstanbul’da Meclis-i Mebusan Başkanı Halil Menteşe, Gelibolu’da Alman Liman von Sanders ile görüştükten sonra 21 Ağustos 1915’te Anafartalar Grubu Komutanı Miralay Mustafa Kemal’in yanına giden kadın savaş muhabirinin, İngiliz saldırısı eşliğinde röportaj ve gözlem yaptığı görülüyor. İngiliz esirlerle de konuşan Wanda Zembrzuska, Miralay Mustafa Kemal’i, ‘uzun, düzgün vücutlu, 35-40 yaşlarında, neşeli ve memnun’ olarak tanımlıyor. Zembrzuska, “İngiliz, dört saattir takviye güçleriyle saldırıyor, 20 km’lik bir cepheye yeni 2.5 tümen daha atıyor, büyük kruvazörlerin bataryaları taarruza destek veriyor. Bütün bunlar boşuna. Türkler öfkeli deniz dalgalarının parçalandığı bir kayalık gibi duruyor. Biraz sonra karşı taarruza geçilecek” şeklinde gözlem yapıyor.
Zembrzuska mektubuna şöyle devam ediyor:
“Kemal Bey’den ileri giderek çatışmayı görmemize izin vermesini rica ediyoruz. ‘Daha epeyce zamanımız var, bu öyle yakında bitmeyecek’ diye tebessüm ediyor. ‘Şimdi beraber akşam yemeği yiyeceğiz, sonra sizleri bırakacağım’ diyor. Çalışma odasına dönüyor, raporlar dinliyor, çiziyor, emirler veriyor, bizimle bir dakika önce konuşurken olduğu gibi serbest ve rahat. Biraz sonra geliyor; ‘Harika, şahane. Siz bana şans getirdiniz hanımefendi, her şey bitmeden ve İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok’ diyor. Daha bir hafta önce tümen komutanıydı. Bugün yetenek ve parlak başarılarından dolayı tüm Anafarta Savunma Grubu’nun komutanı tayin edildi.”
Bir tarih gün yüzüne çıkarıldı
Mektupları Türkçeye çevirerek önemli bir tarihin gün yüzüne çıkarılmasını sağlayan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim Milliyet’e şunları söyledi: “Zembrzuska, 1. Dünya Savaşı’nı cepheden takip eden tek kadın gazeteci. İstanbul’a, Utro (Tan) gazetesi için Osmanlı-Bulgar Sınır Tashihi Anlaşması’nın diplomatik seyrini takip etmek üzere geliyor. Galata’yı küle çeviren yangını, hamalları ve İstanbul’u tasvir ediyor. Gelibolu Yarımadası’na gitmeyi istiyor ve 5. Ordu Erkan-ı Harbiye’den Başkumandanlık Vekâleti Erkan-ı Harbiye Riyaseti izniyle cepheye gidiyor. Sofya’dan bildiği Anafartalar Grubu komutanı Miralay Mustafa Kemal’i de karargâhında, İngiliz taarruzunu savuşturduğu bir akşamda ziyaret ediyor. Daha sonra Sırbistan, Arnavutluk, Dobruca ve Galiçya cephelerinden röportajlar yazan cesur kadının gazeteciliği, ülkesini aşıyor.”
Kitapta 14 mektup
Kitap Yayınevi tarafından çıkarılan ‘Muhabirimiz Çanakkale Cephesi’nden Bildiriyor’ adlı kitapta, Wanda Zembrzuska tarafından yazılan İstanbul’dan 6, Gelibolu Yarımadası’ndan 8 mektup bulunuyor.
***
Gökhan Karakaş
Denizkartali.com
18 Mart 2019
Mustafa Kemal’den tek kadın gazeteciye:“İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok”
Birinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli çarpışmalarının yaşandığı Çanakkale cephesine gelen tek kadın gazeteci Wanda Zembrzuska’nın gazetesine yazdığı 14 mektup gün ışığına çıktı. İngilizlerin taarruza geçtiği Ağustos 1915’te cephede bulunan Wanda Zembrzuska bir mektubunda Mustafa Kemal’in “İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok” sözlerine yer veriyor.
100 yıl sonra ulaşılan 14 mektup
Dünya savaş tarihinin en kahraman direnişi ve en şanlı anavatan savunmasının yaşandığı Çanakkale Muhaberelerini bombaların altında takip eden Bulgar kadın gazeteci Wanda Zembrzuska’nın mektupları kitap oldu. Birinci Dünya Savaşı’nı cephede takip eden tek gazeteci olarak basın tarihine de geçen Wanda Zembrzuska’nın gazetesi Utro’ya İstanbul’dan ve Gelibolu Yarımadası’ndan gönderdiği toplam 14 mektuba 100 yıl sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim ulaştı. Büyük bir cesaretle Sofya’dan trene binerek İstanbul’a gelerek Osmanlı Ordu Hümayunu’nun özel izniyle Gelibolu Yarımadası’na geçen Wanda Zembrzuska, 10 gün kaldığı cephede Mustafa Kemal Atatürk ile tanışmıştı. Uçaklardan atılan bombalar, yakındaki siperlerden gelen havan mermileri ve gemilerden yollanan uzun menzilli toplara rağmen Çanakkale Cephesini tüm yönleriyle anlatan Wanda’nın mektuplarında kadın duyarlığı ile Mustafa Kemal’in kararlılığı ve cesareti göze çarpıyor.
Biraz sonra Türkler taarruza geçecek
İstanbul’da Meclis-i Mebusan Başkanı Halil Menteşe, Gelibolu’da Alman Liman Von Sanders ile görüştükten sonra 21 Ağustos 1915’te Anafartalar Grubu Komutanı Miralay Mustafa Kemal’in yanına giden kadın savaş muhabirinin, İngiliz saldırısı eşliğinde röportaj ve gözlem yaptığı görülüyor. İngiliz esirlerle konuşan ve Türk askerinin adanmışlığından çok etkilenen Wanda Zembrzuska, Miralay Mustafa Kemal’i, ‘uzun, düzgün vücutlu, 35-40 yaşlarında, neşeli ve memnun’ olarak tanımlıyor. Zembrzuska, “Mademki İngiliz 4 saattir takviye güçleriyle saldırıyor, yeni 2,5 tümen daha atıyor 20 km’lik bir cepheye. Gelibolu Yarımadası’nın tüm muharebe hattı 50 km civarında. Büyük kruvazör ve vapurların bataryaları taarruza destek veriyor. Bütün bunlar boşuna. Türkler öfkeli deniz dalgalarının parçalandığı bir kayalık gibi duruyor. Biraz sonra karşı taarruza geçilecek.”şeklinde gözlem yapıyor.
İngilizleri denize dökeceğiz
Cesur kadın gazeteci Zembrzuska mektubuna “Kemal Bey’den ileri giderek çatışmayı görmemize izin vermesini rica ediyoruz. ‘Daha epeyce zamanımız var, bu öyle yakında bitmeyecek’ diye tebessüm ediyor. ‘Şimdi beraber akşam yemeği yiyeceğiz sonra sizleri bırakacağım’ diyor. Çalışma odasına dönüyor, raporlar dinliyor, çiziyor, emirler veriyor, bizimle bir dakika önce konuşurken olduğu gibi serbest ve rahat. Biraz sonra geliyor; “Harika, şahane. Siz bana şans getirdiniz hanımefendi, her şey bitmeden ve İngilizleri denize dökmeden buradan gitmenize izin yok” diyor. Daha 1 hafta önce tümen komutanıydı. Bugün yetenek ve parlak başarılarından dolayı tüm Anafarta Savunma Grubu’nun komutanı tayin edildi.” Sözleriyle devam ediyor.
Bir tarih gün yüzüne çıkarıldı
Mektupları Türkçeye çevirerek önemli bir tarihin gün yüzüne çıkarılmasını sağlayan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, “Wanda’nın dedesi 19. yüzyıl ortalarında Osmanlı’ya sığınarak Kazak Alayı’na geçmiş, Müslümanlığı kabul ederek Said Efendi adıyla Rumeli topraklarında yol yapımında görev almıştı. Gazeteciliği lisede seçmişti. Birinci Dünya Savaşı’nı cepheden takip eden tek kadın gazeteciydi. Wanda, İstanbul’a Utro(Tan) gazetesi için savaşa girmemiş Bulgarlar için çok önemli Osmanlı -Bulgar Sınır Tashihi Anlaşması’nın diplomatik seyrini takip etmek için geldi. Bir seyyah inceliğiyle Galata’yı küle çeviren yangını, hamalları ve İstanbul’u tasvir ediyor. Ama Sofya’dan beri savaşın yakıcı nefesinin hissedildiği Gelibolu Yarımadası’na gitmeyi istiyordu. 5. Ordu Erkan-ı Harbiye’den Başkumandanlık Vekâleti Erkan-ı Harbiye Riyaseti izniyle cepheye gitti.” dedi.
Anafartalar komutanını merak ediyor
Prof. Mevsim, “Büyük riskler alarak bir torpidobotla Tekirdağ üzerinden Gelibolu Yarımadası’na geçiyor ve cephenin farklı noktalarından gönderdiği mektuplar Eylül başlarında Bulgar okurla buluşuyor. Sofya’dan bildiği Anafartalar Grubu komutanı Miralay Mustafa Kemal Bey’i de karargâhında, İngiliz taarruzunu savuşturduğu bir akşamda ziyaret ediyor. Daha sonra Sırbistan, Arnavutluk, Dobruca ve Galiçya cephelerinden ilginç röportajlar kaleme alan cesur kadının gazeteciliği ülkesini aşıyor. Wanda, Eylül 1945’te, 56 yaşında hayata veda ediyor. WandaZembrzuska’nın canı pahasına gittiği cepheden Sofya’daki gazetesine yazdığı mektupların Çanakkale Muharebeleri eserlerine katkı sağlamasını umuyorum” diye konuştu.
14 mektupla Kadın Muhabirden 1915 Çanakkale Cephesi
Kitap Yayınevi tarafından Türk savaş tarihi yayınlarına kazandırılan; Muhabirimiz Çanakkale Cephesi’nden Bildiriyor’da, kadın gazetecinin İstanbul’dan 6, Gelibolu Yarımadası’ndan 8 mektubu bulunuyor. Wanda; zorlu tren yolculuğunu, ekilmeyen geniş tarlaları, İstanbul’da kendisini karşılayan Galata yangınını, hamalların çabasını bir gezi yazarı gibi anlatıyor. Wanda Zembrzuska, “Türk askeri, üzerinde yattığı topraktan zar zor ayırt ediliyor. Sanki savunduğu vatan toprağıyla birleşmiş.” sözleri Çanakkale Muharebeleri’nin zor şartlarla kazanıldığını kanıtlıyor.