Namus Cinayetleri ve Sarhoş KavgalarıII. Abdülhamid Döneminde Şiddet
İndirimli Fiyat :
126,00TL
Taksitli fiyat :
6 x 22,68TL
k-165
362310
https://www.kitapyayinevi.com/namus-cinayetleri-ve-sarhos-kavgalari
Namus Cinayetleri ve Sarhoş Kavgaları II. Abdülhamid Döneminde Şiddet
126.00
Roger A. Deal
Çeviri: Zeynep Rona
176 sayfa
Çeviri: Zeynep Rona
176 sayfa
180.₺
1.Baskı: Mart 2017
İnsan ve Toplum Dizisi
ISBN 978-605-105-165-9
1.Baskı: Mart 2017
İnsan ve Toplum Dizisi
ISBN 978-605-105-165-9
Namus cinayetleri, kabadayı-külhanbeyi çatışmaları, sarhoş kavgaları, gasp ve hırsızlık. Şehir sakinlerinin büyük çoğunluğu bu olaylardan etkilenmemekle birlikte, sıradan şiddet suçları, 19. yüzyıl sonu İstanbul’unda olağan günlük olaylardandı. Bunların büyük bölümü, kabadayı ve külhanbeyi ya da çeşitli mülteci ve göçmen toplulukları gibi her birinin kendine özgü şiddet standartları olan belli alt kültürlerin ürünüydü. Diğer şiddet olaylarının kökeninde ise açgözlülük, öfke, cinsellik gibi daha evrensel dürtüler bulunuyordu. Öte yandan bu dönemde devlet giderek artan oranlarda şiddetin denetimini tekeline almıştı, insanların çoğu devletin şiddet tekelini benimsemişti ve şiddete doğrudan karşılık vermek yerine polis ve adalet sisteminden yardım istiyordu. Bazıları için şiddet, başkalarına hükmetmek, statü kazanmak ya da zenginleşmek için bir araçtı. Başkaları için yalnızca bir eğlence. İstanbul bir çok açıdan eşsiz bir kentti. Etnik açıdan çok bileşenli bir imparatorlukta kesişen bütün yolların kavşağında yer alması, ekonomik durumu, karmaşık ve sürekli değişken nüfus yapısı ve en önemlisi tarihi, onu imparatorluğun olduğu kadar dünyanın diğer büyük kentlerinden ayırıyordu. İstanbul aynı zamanda bir dünya şehriydi ve başka kentlerle birçok ortak özelliğe sahipti ama kentteki şiddet olaylarının çoğunu biçimlendiren özel etkenler de bulunuyordu. Örneğin kabadayılar yalnızca Osmanlı kentlerinde vardı ve kabadayı ve külhanbeyi kültürünün tuhaf bir karışımı da anlaşılan yalnızca İstanbul’da. Arşiv belgelerine, dönemin gazete haberlerine ve popüler tarih kitaplarına dayanan bu kitap, II. Abdülhamid dönemi Osmanlı başkentindeki şiddetin yapısı ve kaynakları üzerine hazırlanmış çok değerli bir bilimsel değerlendirme. Roger Deal, doktora çalışmasını Utah Üniversitesi’nde yaptı, Montana Üniversitesi, Calgary Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi gibi çeşitli kurumlarda çalıştı. Halen Güney Carolina Aiken Üniversitesinde öğretim üyesi. İlgi alanı geç Osmanlı toplumsal tarihi, özellikle de suç ve ceza adaleti sistemi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Doğan Hızlan
25 Mart 2017
Hürriyet Gazetesi
25 Mart 2017
Hürriyet Gazetesi
İstanbul’un suç tarihi
Roger A. Deal’ın ‘Namus Cinayetleri-Sarhoş Kavgaları-II Abdülhamid Döneminde Şiddet’i toplumsal düzeni suç ekseninde inceliyor. Kitapta, ceza ve adalet sistemi, siyasi durum, suçla iç içe yaşayan kabadayılar ve külhanbeyleri de var.
Gerek İstanbul’un gerek Türkiye’nin gerekse benzer coğrafyaların, büyük şehirlerin temel ‘gündem’ meselelerinden biridir şiddet. O şehirde, bölgede yaşanan adli vakalar, suç addedilen hadiseler, hangi dönemde olursa olsun, mercek altına alındığında bize gerek kültürel, gerek sosyal, gerek hukuksal, gerek tarihsel, gerek sosyolojik, gerek ekonomik gerekse siyasal açıdan çok şey söyler!
Toplumsal düzeni, suç ekseninde incelemek mümkündür...
Bugünkü halimiz ve sebepleri ortada! Kadın cinayetleri, tacizler, ölümle sonuçlanan kavgalar...
Peki 19’uncu yüzyılın sonunda İstanbul nasıldı? Adli kayıtlarda kimler daha çok yer alıyordu? Adalet mekanizması nasıl çalışırdı? Suç hangi toplumsal sınıfta daha yaygındı? Bir etnik grupla veya bölgeyle sınırlandırmak ne kadar mümkündü?
Bugün ‘güncel’ haliyle karşımıza çıkan toplumsal sınıflar, o zaman nasıldı?
Bu ve daha fazla sorunun yanıtını Roger A. Deal’ın ‘Namus Cinayetleri-Sarhoş Kavgaları-II Abdülhamid Döneminde Şiddet’ kitabında bulacaksınız.
Gerek İstanbul’un gerek Türkiye’nin gerekse benzer coğrafyaların, büyük şehirlerin temel ‘gündem’ meselelerinden biridir şiddet. O şehirde, bölgede yaşanan adli vakalar, suç addedilen hadiseler, hangi dönemde olursa olsun, mercek altına alındığında bize gerek kültürel, gerek sosyal, gerek hukuksal, gerek tarihsel, gerek sosyolojik, gerek ekonomik gerekse siyasal açıdan çok şey söyler!
Toplumsal düzeni, suç ekseninde incelemek mümkündür...
Bugünkü halimiz ve sebepleri ortada! Kadın cinayetleri, tacizler, ölümle sonuçlanan kavgalar...
Peki 19’uncu yüzyılın sonunda İstanbul nasıldı? Adli kayıtlarda kimler daha çok yer alıyordu? Adalet mekanizması nasıl çalışırdı? Suç hangi toplumsal sınıfta daha yaygındı? Bir etnik grupla veya bölgeyle sınırlandırmak ne kadar mümkündü?
Bugün ‘güncel’ haliyle karşımıza çıkan toplumsal sınıflar, o zaman nasıldı?
Bu ve daha fazla sorunun yanıtını Roger A. Deal’ın ‘Namus Cinayetleri-Sarhoş Kavgaları-II Abdülhamid Döneminde Şiddet’ kitabında bulacaksınız.
Namus Cinayetleri, Sarhoş Kavgaları-II. Abdülhamid Döneminde Şiddet Roger A. DealÇeviren: Zeynep RonaKitap Yayınevi176 sayfa, 27.50 TL
Abdülhamid dönemi öncesinden, genel reform hareketleriyle başlayan ilk bölüm, dönemin yargı reformlarıyla devam ediyor. II. Abdülhamid döneminde İstanbul’a değindikten sonra, ceza ve adalet sistemine, etnik ilişkilere, siyasi duruma, suçla ilgili genel geçer verilere kadar geliyor.
İkinci bölümde dönem içinde ‘suç’la iç içe bir dünya kabadayılar ve külhanbeyleri inceleniyor. Pangaltı Cinayetleri ve Şehzadebaşı Cinayeti gibi dönemin meşhur vakalarına da odaklanıyor.
Yazar, bütün kuramsal altyapıyı kurduktan sonra, tarihi ve sosyal perspektiften somut vakaların analizini yapıyor.
Bu bilgiler ve örnekler ışığında Türkiye’deki bazı olayları bugün de bu verilerle yorumlayabiliyoruz.
Yazarın ‘Giriş’teki bazı saptamalarını okumalıyız:
“Özündeki öneminin ötesinde, kişiler arasındaki şiddeti incelemek için başka birçok neden var. Bu araştırma için II. Abdülhamid dönemi İstanbul’unu seçmemin birkaç nedeni vardır.
“1877–78 Osmanlı–Rus Savaşı’nın yarattığı çöküntünün izleri hâlâ sürmekle birlikte, imparatorluk (bu dönemin büyük bölümünde) barış içindeydi. Hükümet birçok şeyin üstünü parlak bir cilayla örtebilecek kadar güçlüydü, ama bu cila sık sık sıyrıldığında altındaki ilginç olgular açığa çıkabiliyordu...”
Kitap, dönemin ‘suç’ haritasını çıkarırken bugüne dair de önemli veriler sağlıyor.
Örneğin, Galata Limanı bölgesindeki içkili yerlerde özellikle yabancı gemiciler çok içtikleri için bu bölgede daha yoğun ‘şiddet’ kaydının olduğuna dikkat çekiyor. Pangaltı Cinayetleri’nde ise kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklığı görmek mümkün...
Tarihin gerçeklerini bilmek, bugünü doğru yorumlamak için okunması gereken bir kitap.
Abdülhamid dönemi öncesinden, genel reform hareketleriyle başlayan ilk bölüm, dönemin yargı reformlarıyla devam ediyor. II. Abdülhamid döneminde İstanbul’a değindikten sonra, ceza ve adalet sistemine, etnik ilişkilere, siyasi duruma, suçla ilgili genel geçer verilere kadar geliyor.
İkinci bölümde dönem içinde ‘suç’la iç içe bir dünya kabadayılar ve külhanbeyleri inceleniyor. Pangaltı Cinayetleri ve Şehzadebaşı Cinayeti gibi dönemin meşhur vakalarına da odaklanıyor.
Yazar, bütün kuramsal altyapıyı kurduktan sonra, tarihi ve sosyal perspektiften somut vakaların analizini yapıyor.
Bu bilgiler ve örnekler ışığında Türkiye’deki bazı olayları bugün de bu verilerle yorumlayabiliyoruz.
Yazarın ‘Giriş’teki bazı saptamalarını okumalıyız:
“Özündeki öneminin ötesinde, kişiler arasındaki şiddeti incelemek için başka birçok neden var. Bu araştırma için II. Abdülhamid dönemi İstanbul’unu seçmemin birkaç nedeni vardır.
“1877–78 Osmanlı–Rus Savaşı’nın yarattığı çöküntünün izleri hâlâ sürmekle birlikte, imparatorluk (bu dönemin büyük bölümünde) barış içindeydi. Hükümet birçok şeyin üstünü parlak bir cilayla örtebilecek kadar güçlüydü, ama bu cila sık sık sıyrıldığında altındaki ilginç olgular açığa çıkabiliyordu...”
Kitap, dönemin ‘suç’ haritasını çıkarırken bugüne dair de önemli veriler sağlıyor.
Örneğin, Galata Limanı bölgesindeki içkili yerlerde özellikle yabancı gemiciler çok içtikleri için bu bölgede daha yoğun ‘şiddet’ kaydının olduğuna dikkat çekiyor. Pangaltı Cinayetleri’nde ise kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklığı görmek mümkün...
Tarihin gerçeklerini bilmek, bugünü doğru yorumlamak için okunması gereken bir kitap.
- Açıklama
- Roger A. Deal
Çeviri: Zeynep Rona
176 sayfa180.₺
1.Baskı: Mart 2017
İnsan ve Toplum Dizisi
ISBN 978-605-105-165-9Namus cinayetleri, kabadayı-külhanbeyi çatışmaları, sarhoş kavgaları, gasp ve hırsızlık. Şehir sakinlerinin büyük çoğunluğu bu olaylardan etkilenmemekle birlikte, sıradan şiddet suçları, 19. yüzyıl sonu İstanbul’unda olağan günlük olaylardandı. Bunların büyük bölümü, kabadayı ve külhanbeyi ya da çeşitli mülteci ve göçmen toplulukları gibi her birinin kendine özgü şiddet standartları olan belli alt kültürlerin ürünüydü. Diğer şiddet olaylarının kökeninde ise açgözlülük, öfke, cinsellik gibi daha evrensel dürtüler bulunuyordu. Öte yandan bu dönemde devlet giderek artan oranlarda şiddetin denetimini tekeline almıştı, insanların çoğu devletin şiddet tekelini benimsemişti ve şiddete doğrudan karşılık vermek yerine polis ve adalet sisteminden yardım istiyordu. Bazıları için şiddet, başkalarına hükmetmek, statü kazanmak ya da zenginleşmek için bir araçtı. Başkaları için yalnızca bir eğlence. İstanbul bir çok açıdan eşsiz bir kentti. Etnik açıdan çok bileşenli bir imparatorlukta kesişen bütün yolların kavşağında yer alması, ekonomik durumu, karmaşık ve sürekli değişken nüfus yapısı ve en önemlisi tarihi, onu imparatorluğun olduğu kadar dünyanın diğer büyük kentlerinden ayırıyordu. İstanbul aynı zamanda bir dünya şehriydi ve başka kentlerle birçok ortak özelliğe sahipti ama kentteki şiddet olaylarının çoğunu biçimlendiren özel etkenler de bulunuyordu. Örneğin kabadayılar yalnızca Osmanlı kentlerinde vardı ve kabadayı ve külhanbeyi kültürünün tuhaf bir karışımı da anlaşılan yalnızca İstanbul’da. Arşiv belgelerine, dönemin gazete haberlerine ve popüler tarih kitaplarına dayanan bu kitap, II. Abdülhamid dönemi Osmanlı başkentindeki şiddetin yapısı ve kaynakları üzerine hazırlanmış çok değerli bir bilimsel değerlendirme. Roger Deal, doktora çalışmasını Utah Üniversitesi’nde yaptı, Montana Üniversitesi, Calgary Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi gibi çeşitli kurumlarda çalıştı. Halen Güney Carolina Aiken Üniversitesinde öğretim üyesi. İlgi alanı geç Osmanlı toplumsal tarihi, özellikle de suç ve ceza adaleti sistemi.-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Doğan Hızlan
25 Mart 2017
Hürriyet Gazetesiİstanbul’un suç tarihiRoger A. Deal’ın ‘Namus Cinayetleri-Sarhoş Kavgaları-II Abdülhamid Döneminde Şiddet’i toplumsal düzeni suç ekseninde inceliyor. Kitapta, ceza ve adalet sistemi, siyasi durum, suçla iç içe yaşayan kabadayılar ve külhanbeyleri de var.
Gerek İstanbul’un gerek Türkiye’nin gerekse benzer coğrafyaların, büyük şehirlerin temel ‘gündem’ meselelerinden biridir şiddet. O şehirde, bölgede yaşanan adli vakalar, suç addedilen hadiseler, hangi dönemde olursa olsun, mercek altına alındığında bize gerek kültürel, gerek sosyal, gerek hukuksal, gerek tarihsel, gerek sosyolojik, gerek ekonomik gerekse siyasal açıdan çok şey söyler!
Toplumsal düzeni, suç ekseninde incelemek mümkündür...
Bugünkü halimiz ve sebepleri ortada! Kadın cinayetleri, tacizler, ölümle sonuçlanan kavgalar...
Peki 19’uncu yüzyılın sonunda İstanbul nasıldı? Adli kayıtlarda kimler daha çok yer alıyordu? Adalet mekanizması nasıl çalışırdı? Suç hangi toplumsal sınıfta daha yaygındı? Bir etnik grupla veya bölgeyle sınırlandırmak ne kadar mümkündü?
Bugün ‘güncel’ haliyle karşımıza çıkan toplumsal sınıflar, o zaman nasıldı?
Bu ve daha fazla sorunun yanıtını Roger A. Deal’ın ‘Namus Cinayetleri-Sarhoş Kavgaları-II Abdülhamid Döneminde Şiddet’ kitabında bulacaksınız.Namus Cinayetleri, Sarhoş Kavgaları-II. Abdülhamid Döneminde Şiddet Roger A. DealÇeviren: Zeynep RonaKitap Yayınevi176 sayfa, 27.50 TL
Abdülhamid dönemi öncesinden, genel reform hareketleriyle başlayan ilk bölüm, dönemin yargı reformlarıyla devam ediyor. II. Abdülhamid döneminde İstanbul’a değindikten sonra, ceza ve adalet sistemine, etnik ilişkilere, siyasi duruma, suçla ilgili genel geçer verilere kadar geliyor.
İkinci bölümde dönem içinde ‘suç’la iç içe bir dünya kabadayılar ve külhanbeyleri inceleniyor. Pangaltı Cinayetleri ve Şehzadebaşı Cinayeti gibi dönemin meşhur vakalarına da odaklanıyor.
Yazar, bütün kuramsal altyapıyı kurduktan sonra, tarihi ve sosyal perspektiften somut vakaların analizini yapıyor.
Bu bilgiler ve örnekler ışığında Türkiye’deki bazı olayları bugün de bu verilerle yorumlayabiliyoruz.
Yazarın ‘Giriş’teki bazı saptamalarını okumalıyız:
“Özündeki öneminin ötesinde, kişiler arasındaki şiddeti incelemek için başka birçok neden var. Bu araştırma için II. Abdülhamid dönemi İstanbul’unu seçmemin birkaç nedeni vardır.
“1877–78 Osmanlı–Rus Savaşı’nın yarattığı çöküntünün izleri hâlâ sürmekle birlikte, imparatorluk (bu dönemin büyük bölümünde) barış içindeydi. Hükümet birçok şeyin üstünü parlak bir cilayla örtebilecek kadar güçlüydü, ama bu cila sık sık sıyrıldığında altındaki ilginç olgular açığa çıkabiliyordu...”
Kitap, dönemin ‘suç’ haritasını çıkarırken bugüne dair de önemli veriler sağlıyor.
Örneğin, Galata Limanı bölgesindeki içkili yerlerde özellikle yabancı gemiciler çok içtikleri için bu bölgede daha yoğun ‘şiddet’ kaydının olduğuna dikkat çekiyor. Pangaltı Cinayetleri’nde ise kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklığı görmek mümkün...
Tarihin gerçeklerini bilmek, bugünü doğru yorumlamak için okunması gereken bir kitap.Stok Kodu:k-165
- Taksit Seçenekleri
- İş BankasıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim126,00126,00265,52131,04344,52133,56622,68136,08Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim126,00126,002--3--6--