Türkçesi: ZEYNEP AVCI
384 sayfa
1.Baskı: Ocak 2018
Helikopter
ISBN: 978-605-5819-72-9
William Shakespeare sayısız kuşaklara hitap etmiş, oyunları bu gök kubbe altındaki tüm dillere çevrilmiş bir ozan. Ama acaba o ve eserleri hakkında ne kadar bilginiz var? Çoğumuz için Shakespeare biraz göz korkutucu ve (fısıldayarak söyleyebilirsiniz) azıcık da yorucu olabilir. Bazı oyunlarında uyukluyor musunuz? Olaylar kafanızı mı karıştırıyor? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. O halde hakkında daha fazla bilgi edinmek, onunla daha çok yakınlaşmak, hatta çocuklarınızın ödevlerine yardımcı olmak için bu kitabı okumanız gerek. Kitapta araştırmacıları uğraştıran karmaşık sorunları da ele alıyoruz: Oyunlarını gerçekten o mu yazdı? Oyunları onun çağında nasıl oynanırdı? Sonelerindeki “Esmer Hanım,” “Sarışın Genç” kim olabilir? Üstelik yazdıklarının tarihi çerçevesi, özel yaşamı, çağdaşları ve etkileşimleri, dili ve şiirsel yeteneği, çok bilinen tiratları ve yapıtlarından ünlü alıntılar, icat ettiği deyişlerle sözcükler gibi ek bilgileri de cabası. Stratfordlu eldivencinin oğlu ve onun hayal gücümüz ve dilimiz üstündeki benzersiz etkileri sayesinde dünya çok daha zengin bir yer oldu ve umarız ki bu kitabı okuyup bitirdiğinizde siz de aynen bizim gibi büyük bir hayranlık ve coşku içinde kalacaksınız.
Kahraman Çayırlı
28 Şubat 2018
Sabitfikir
Shakespeare’in kara ormanlarında
Müthiş bir yol haritası, bir kılavuz. Hiç Shakespeare oyunu izlememiş veya tek bir kelimesini dahi okumamış okurlar için bile keyifli bir tecrübe.
Yetişkinlere Shakespeare kitabında Shakespeare’in mutlu son düğünlerine, aşk karmaşalarına, çocuk ölümlü kış masallarına; kambur kötülükler şahından Macbeth’in bedellerine, muhtelif komedilerine, tarihi oyunlarına, trajedilerine farklı bir pencereden bakmak için Foley ve Coates adeta bir atlas hazırlamışlar. Tek cümleyle bütün Shakespeare oyunlarının birer birer anlatıldığı ilk bölüm, yazarın tüm evrenine kapsamlıca bakabilmek için ilginç ve derli toplu bir resim sunuyor. Geneli itibariyle de Foley ve Coates’in Yetişkinlere Shakespeare kitabı, eğlenceli bir ansiklopedi tavrında yazılmış; metinlere eşlik eden resimler, küçük kutular vb farklı biçimlerle okuma keyfinizi artırıyor.
İlerleyen sayfalarda, Shakespeare’in yaşamı hakkında yanlış bildiklerimiz ve bu efsanelerin olabildiğince doğrularına geçiyoruz. Ergenliğinde babasının eldiven imalatı işinde çırak mıydı? Kaçak geyik mi avlıyordu? Bir yaz sonu (1596 yılı) Shakespeare’in oğluna ne oldu? Soru çok, güzergah zorlu... 34 yıllık karısına bıraktığı 12 sözcüklü vasiyetinde ne yazıyordu? Foley ve Coates, Shakespeare hakkında her şeyi eşeliyorlar. Bazen bir oyunundaki bir kelimenin peşinde, bazen de çoğumuza çok sıradan gelebilecek küçücük bir detayın... Kitabın farklı biçim ve sayfa tasarımları arasında salınması, bol listeli, farklı yazı tipleri içerisinde hareketli, incecik ama devasa ekranlarda gün boyu oradan oraya savrulan günümüz okuruna oldukça tanıdık da gelecektir.
Shakespeare döneminde yaşamın nasıl olduğunun detaylıca tasvir edildiği kısımda ise, o zamanki İngiltere’nin nüfusundan ahaliyi sıklıkla kırıp geçiren hıyarcıklı veba salgınlarına, “patates”in İspanyol istilacılar tarafından Peru’dan Avrupa’ya getirilen “yepyeni” ve “egzotik” bir yiyecek oluşundan hangi sınıftan insanların hangi kumaşlardan yapılmış, hangi renkte giysiler giymesi gerektiğini tanımlayan yasalara... savruluyoruz. O yıllarda cadıların varlığına inanç da çok yaygın! Çocukluğu atlatmak ise çok zor; ortalama yaşam süresi 40’lı yaşların ortaları. Hastaların kanını akıtmak, yaygın bir tedavi yöntemi!
Bu kitabın en kıymetli özelliği, dönemin sosyo-ekonomik detayları arasında, Shakespeare’in eserlerindeki bağlantıları inceleyerek ilerlemesi. İnceleme türündeki bir kitap için fazla “eğlenceli” ve akıcı ilerliyor Yetişkinlere Shakespeare.
O dönemde tiyatro, büyük insan topluluklarını etkilemek için son derece güçlü bir araç. Malum, ilerleyen yüzyıllarda sinema, televizyon böylesi bir gücün sahibi olacak. Şimdilerin sosyal medyası kadar belki de. Peki alt sınıftan, genç yaşta baba olmuş, tefecilik yapan, vergi kaçıran, “eğitimsiz” biri: Shakespeare, dil açısından bu kadar zengin ve derin bir deneyim sergileyen bunca kıymetli oyunu nasıl kurabildi? Oyunlarının aslında başka yazarlar tarafından yazıldığına dair onca kuram; Bacon Kuramı’ndan (Francis Bacon) Oxford Kuramı’na (17. Oxford Kontu Edward de Vere)... Shakespeare o kadar çok söylentiye, efsaneye sebep oluyor ki yıllar içinde...
Şiir ve düzyazı dengesi
Shakespeare’in hayal ormanlarında eski Yunanlılardan Danimarkalı öğrencilere, Mısır kraliçelerinden Romalı askerlere herkese yer var. Ruhlar, periler, cadılar, dadılar... Ortaçağın gizem oyunları, kutsal mucize oyunları, erken Tudor dönemindeki ahlak oyunlarının izleri Shakespeare’in dünyasında bol miktarda yer alıyor. Sadece bunlar değil elbette; klasik Yunan efsaneleri, çağdaşı olan Christopher Marlowe’un dertli kahramanları ve kafiyesiz şiiri cesurca kullanışının Shakespeare üzerindeki önemli etkilerinin de altı çizilmeli.
Bu kadar iyi bir şair, bu kadar zeki bir adam ve teknik olarak da tiyatro hususunda bunca yetkin bir kalem daha söylemek zor. Şiir ve düzyazıyı bu kadar dozunda bir araya getirebilmek, asaleti ve duyguları bu kadar hassas dengeleyebilmek... Karakterlerinin, düzyazı ve şiir arasındaki biçimsel gelgitleri, psikolojilerinin dönüşümlerine işaret eder. Sert ünsüz harf kullanımlarındaki tekrarlara dek oyunlarının altında rengarenk bir mimari ve dolayısıyla da matematik saklıdır. Shakespeare’in metinlerinde, görünenden çok çok daha fazlası gömülü.
Dans eder gibi vurgularla, vezinlerle, eklerle, harflerle yaptığı oyunları Yetişkinlere Shakespeareile keşfetmek, iz sürmek çok keyifli. Türettiği deyimlerden, kelimelerden ve harflerden yarattığı, başka kimselerinkine benzemeyen evreninden, asırlar sonra da tekrar tekrar dehasından büyüleniyorsunuz. Foley ve Coates, Shakespeare’in oyunlarını, kelimelerini, hatta yer yer harflerini bile didik didik inceliyorlar. Büyüleyici benzetmeleri, zihin açan mecazlarıyla eşsiz bir serüven...
Yanıltıcı kimlikler, kılık değiştirenler
İngiliz diline yaklaşık 1700 sözcük ve deyim ekleyen Shakespeare’in icat ettiği laflara göz atıyoruz sonra. Devamında Shakespeare komedilerinin ortak özelliklerinde odaklanacak Foley ve Coates. Sürprizleri hiç bitmeyen bir dehanın ürünleri olan bu tiyatro oyunlarını köşeli çerçevelere oturtmak elbette kolay değil ancak imkansız da değil. Üslubuna, karakterlerine, tekrar eden unsurlara, yanıltıcı kimliklere, kılık değiştirenlere, çetrefilli ikiliklere yakından baktıkça kara ormanlarda yolumuzu bulmamız bir parça kolaylaşıyor. Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan başlayarak Foley ve Coates her bir oyunu öyle kıymetlice inceleyip olay örgüsüne, ana temalara, simgelere o kadar yakından bakıyorlar ki... Komedilerin ardından tarihi oyunlar; akabinde de trajedileri, en son da soneleri ince ince işliyorlar.
Shakespeare bilginizi ölçmek için 60 soruluk bir test bile var kitapta! Shakespeare’in bilgece sözleri, oyunlarını seyretmek için ipuçları... Sadece Shakespeare sevenler için değil, aslında herkes için çok ilginç ve çarpıcı bir bilgiler toplamını ifade ediyor Yetişkinlere Shakespeare. Müthiş bir yol haritası, bir kılavuz. Hiç Shakespeare oyunu izlememiş veya tek bir kelimesini dahi okumamış okurlar için bile keyifli bir tecrübe.
***
Asuman Kafaoğlu Büke
Cumhuriyet Gazetesi
14 Şubat 2018
Yetişkinlere Shakespeare
Elizabeth Foley ile Beth Coates’in yazdığı “Yetişkinlere Shakespeare”, özel hayatı hakkında bilebildiğimiz her detayı, Shakespeare’in yazdıklarının tarihi gerçeklerle bağlantısını, çağdaşı bazı şairler tarafından neden hor görüldüğünü, yüzyıllar sonra hangi meslektaşları tarafından ve neden yüceltildiğini öğrenmek için hem de yapıtlarındaki anahtarlarla şiirini, temalarını, motiflerini ve simgelerini anlamak için hoş bir kitap.
Bir kitabı seçmek için bazen sadece başlığı yeterli oluyor, Yetişkinlere Shakespeare’inki (Elizabeth Foley, Beth Coates, Çeviren: Zeynep Avcı, Helikopter Yayınları) gibi. “Çocuklar için Shakespeare” başlığı taşıyan, şairi anlaşılır kılmak için yazılmış çok sayıda kitap var ama “Yetişkinlere” yönelik atılan başlık merak uyandırıyor. Neyse ki yazarları başlığın anlamını hemen önsözde açıklıyor.
Kitabın yazarları Elizabeth Foley ile Beth Coates, çocukların ev ödevine yardımcı olacak velileri düşünerek Yetişkinlere Ev Ödevi adındaki kitaplarından sonra William Shakespeare’e el atmış. Foley ve Coates; akademik değil, Shakespeare uzmanı hiç değil, keşfettikleri “ilginç olguları başkalarıyla paylaşmak arzusuna kapılmış sıradan okur” olarak tanıtıyor kendilerini. Otuz beş yaşın altında İngilizlerin yüzde beşlik bir oranının Sindirella’yı Shakespeare’in kahramanı sandığını öğrenince kitabı yazmaya karar vermişler. Her şeyden önce amaçları, çocukken okulda okutulan ağır eserleri anlamayıp şaire karşı önyargı geliştirmiş yetişkinleri bu duygudan kurtarmak. Seyirci ve okurların “nasıl olsa anlamam” kanısını silmek.
BASİT DİL, KISA BİLGİLER
Kitabın akıcı ve sade dili, arada teklifsizlik sınırında dolaşsa da yazarlar sık sık espri yapıp parantez içinde soru sorarak elitist bir yaklaşımları olmadığını vurguluyor: “Kış Masalı’nı izlerken uyukluyor musunuz? Merak etmeyin bu konuda yalnız değilsiniz…” Kitap boyunca da bu tavırlarını sürdürüyorlar; herkesin anlayacağı, herkesin zevk alacağı Shakespeare’lerini sunuyorlar okura. Bazen gereksiz bir basitliğe düşseler de…
Kitabın ilk bölümü “Tek cümleyle bütün Shakespeare oyunları” başlığını taşıyor. Konuyu bir tek cümleye indirgeyip kahramanın başına ne geleceği açıklıyorlar bu bölümde. Örneğin Romeo ve Juliet’i “Genç âşıkların beraberliğini onaylamayan aileler saadetlerine engel olunca olaylar göstermelik bir intiharı gerçeğe çevirip ölümcül sonuçlara yol açar” sözleriyle anlatıyorlar. Bu basit açıklamanın okura pek faydası yok tabii ki. Tolstoy’un Savaş ve Barış romanının, savaş ve barış anlattığını söylemek gibi bir şey. Özellikle Shakespeare’in karmaşık tarihi oyunlarını bir cümleye indirgemek pek başarılı olmamış.
Birinci bölüm gereksiz görünse de bir sonraki bölümdeki bilgiler açıklayıcı olmuş. Shakespeare döneminde şehirler nasıldı, nüfus kaçtı, kadınların toplumsal durumu neydi ve ne kadar alkol içilirdi gibi başlıklar altında kısacık bilgiler vermişler. Derin bilgi peşinde değil yazarlar ama konuyu iyi araştırmış oldukları anlaşılıyor. Her okurun merak edeceği gündelik hayatla ilgili basit bilgileri bu bölümde ele almışlar. Elizabeth döneminde cadılığa nasıl bakılıyordu ya da on altıncı yüzyılda gayrimeşru çocukların yasal hakları nelerdi gibi aklımıza takılan soruların açıklamalarına yer verilmiş. Ayrıca ilerleyen sayfalarda tek tek oyunların ele alındığı bölümlerde de oyunun konusuyla ilgili olarak tarihi olaylar ve toplumsal gerçeklere değinilmiş. Yine kısa kısa ama yeterince aydınlatıcı.
Ancak Shakespeare üzerine bir kitap yazılıyorsa elbette şairin dili ve tarzından bahsetmek gerekir. Foley ve Coates, ilk bölümlerde genel okuru çekmek için belki aşırı basitleştirmiş konuyu fakat Shakespeare’in dili ve yazı tarzını ele aldıkları bölümde konuya daha farklı yaklaşmış, çok fazla kaynaktan yararlanmış ve edebiyat kuramlarıyla anlatmaya çalışmış yazarı.
OZANLARIN KRALI
Shakespeare’in İngiliz diline 1700 sözcük kazandırdığı söylenir hem de edebiyat tarihinde en geniş kelime hazinesine sahip birkaç yazardan biridir. Kendisiyle aynı yıllarda yaşamış şair ve oyun yazarlarını okuduğumuzda farkı daha net anlaşılır. Yeni sözcüklere ve deyimlere merakı, dil oyunlarına karşı ilgisi onu çağdaşlarından ayırır. Bir sözcüğün farklı anlamlarını aynı cümle içinde onun gibi kullanan yoktur. Örneğin, Mercutio “Yarın beni sorduğunda, ciddi bir adam bulacaksın” cümlesinde “ciddi” için aynı zamanda mezar anlamına gelen “grave”i kullanarak karakterin ölüm haberini daha ölmeden sezdiriyordu. Buna benzer cinas örnekleri çoktur eserlerinde, bazen komik etki yaratmak için bazen de trajik durumun ağırlığını arttırmak için kullanır. Cinas dışında elbette her şairin en sevgili aracı olan mecazla birlikte teşbih, ses tekrarlaması, yineleme, tersine çevirme gibi dil oyunlarını kullanıyordu.
Shakespeare, eserlerini okunması için değil, sahnede söylenmesi için yazıyordu, bu yüzden hecelerin tınısı önemliydi. Sert “t” ve “k” harfleri içeren sözcükleri öfke bağlamında “b” ve “d” gibi daha yumuşak sese sahip harfler içeren sözcükleri de “beauty’s effect with beauty were bereft” (5. Sone) örneğinde olduğu gibi daha uyumlu etki için kullanıyordu. Kitap bu ve buna benzer çok sayıda örnek veriyor.
Şiirsel yeteneği, sadece dil oyunlarıyla sınırlı değildir Shakespeare’in; biçemle oynamayı da seven bir şairdir. Oyunlarında şiir ile düzyazıyı farklı amaçlarla birlikte kullanırdı. Genelde soylu kahramanları şiir formunda işçi, bekçi, kapıcı ve hapishane müdürü gibi yan karakterler ise düzyazı formunda konuşur. Ayrıca Hamlet, çok sevdiği yakın dostu Horatio ile kafiyeli ve hece ölçülü konuşurken hiç güvenmediği Rosencrantz ve Guildenstein’a düzyazıyla hitap eder. Romeo ile Juliet de ilk kez karşılaştığında birbiriyle sone formatıyla konuşur.
Shakespeare’in özel hayatı hakkında bilebildiğimiz her detayı, yazdıklarının tarihi gerçeklerle bağlantısını, çağdaşı bazı şairler tarafından neden hor görüldüğünü, yüzyıllar sonra hangi meslektaşları tarafından ve neden yüceltildiğini öğrenmek için hem de yapıtlarındaki anahtarlarla şiirini, temalarını, motiflerini ve simgelerini anlamak için hoş bir kitap. Kitabı ilk okumaya başladığımda fazla basit görünmüştü ama eserleri tek tek ele aldığı bölümlerde özellikle çok başarılı buldum. Belki bu yüzden hem Shakespeare’e giriş yapacaklara hem de edebiyat öğretmenlerine yararlı olabilecek bir kaynak kitap.
- Açıklama
- E. FOLEY – B.COATES
Türkçesi: ZEYNEP AVCI
384 sayfa120.-TL
1.Baskı: Ocak 2018
Helikopter
ISBN: 978-605-5819-72-9
William Shakespeare sayısız kuşaklara hitap etmiş, oyunları bu gök kubbe altındaki tüm dillere çevrilmiş bir ozan. Ama acaba o ve eserleri hakkında ne kadar bilginiz var? Çoğumuz için Shakespeare biraz göz korkutucu ve (fısıldayarak söyleyebilirsiniz) azıcık da yorucu olabilir. Bazı oyunlarında uyukluyor musunuz? Olaylar kafanızı mı karıştırıyor? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. O halde hakkında daha fazla bilgi edinmek, onunla daha çok yakınlaşmak, hatta çocuklarınızın ödevlerine yardımcı olmak için bu kitabı okumanız gerek. Kitapta araştırmacıları uğraştıran karmaşık sorunları da ele alıyoruz: Oyunlarını gerçekten o mu yazdı? Oyunları onun çağında nasıl oynanırdı? Sonelerindeki “Esmer Hanım,” “Sarışın Genç” kim olabilir? Üstelik yazdıklarının tarihi çerçevesi, özel yaşamı, çağdaşları ve etkileşimleri, dili ve şiirsel yeteneği, çok bilinen tiratları ve yapıtlarından ünlü alıntılar, icat ettiği deyişlerle sözcükler gibi ek bilgileri de cabası. Stratfordlu eldivencinin oğlu ve onun hayal gücümüz ve dilimiz üstündeki benzersiz etkileri sayesinde dünya çok daha zengin bir yer oldu ve umarız ki bu kitabı okuyup bitirdiğinizde siz de aynen bizim gibi büyük bir hayranlık ve coşku içinde kalacaksınız.***Kahraman Çayırlı
28 Şubat 2018
Sabitfikir
Shakespeare’in kara ormanlarında
Müthiş bir yol haritası, bir kılavuz. Hiç Shakespeare oyunu izlememiş veya tek bir kelimesini dahi okumamış okurlar için bile keyifli bir tecrübe.
Yetişkinlere Shakespeare kitabında Shakespeare’in mutlu son düğünlerine, aşk karmaşalarına, çocuk ölümlü kış masallarına; kambur kötülükler şahından Macbeth’in bedellerine, muhtelif komedilerine, tarihi oyunlarına, trajedilerine farklı bir pencereden bakmak için Foley ve Coates adeta bir atlas hazırlamışlar. Tek cümleyle bütün Shakespeare oyunlarının birer birer anlatıldığı ilk bölüm, yazarın tüm evrenine kapsamlıca bakabilmek için ilginç ve derli toplu bir resim sunuyor. Geneli itibariyle de Foley ve Coates’in Yetişkinlere Shakespeare kitabı, eğlenceli bir ansiklopedi tavrında yazılmış; metinlere eşlik eden resimler, küçük kutular vb farklı biçimlerle okuma keyfinizi artırıyor.
İlerleyen sayfalarda, Shakespeare’in yaşamı hakkında yanlış bildiklerimiz ve bu efsanelerin olabildiğince doğrularına geçiyoruz. Ergenliğinde babasının eldiven imalatı işinde çırak mıydı? Kaçak geyik mi avlıyordu? Bir yaz sonu (1596 yılı) Shakespeare’in oğluna ne oldu? Soru çok, güzergah zorlu... 34 yıllık karısına bıraktığı 12 sözcüklü vasiyetinde ne yazıyordu? Foley ve Coates, Shakespeare hakkında her şeyi eşeliyorlar. Bazen bir oyunundaki bir kelimenin peşinde, bazen de çoğumuza çok sıradan gelebilecek küçücük bir detayın... Kitabın farklı biçim ve sayfa tasarımları arasında salınması, bol listeli, farklı yazı tipleri içerisinde hareketli, incecik ama devasa ekranlarda gün boyu oradan oraya savrulan günümüz okuruna oldukça tanıdık da gelecektir.
Shakespeare döneminde yaşamın nasıl olduğunun detaylıca tasvir edildiği kısımda ise, o zamanki İngiltere’nin nüfusundan ahaliyi sıklıkla kırıp geçiren hıyarcıklı veba salgınlarına, “patates”in İspanyol istilacılar tarafından Peru’dan Avrupa’ya getirilen “yepyeni” ve “egzotik” bir yiyecek oluşundan hangi sınıftan insanların hangi kumaşlardan yapılmış, hangi renkte giysiler giymesi gerektiğini tanımlayan yasalara... savruluyoruz. O yıllarda cadıların varlığına inanç da çok yaygın! Çocukluğu atlatmak ise çok zor; ortalama yaşam süresi 40’lı yaşların ortaları. Hastaların kanını akıtmak, yaygın bir tedavi yöntemi!
Bu kitabın en kıymetli özelliği, dönemin sosyo-ekonomik detayları arasında, Shakespeare’in eserlerindeki bağlantıları inceleyerek ilerlemesi. İnceleme türündeki bir kitap için fazla “eğlenceli” ve akıcı ilerliyor Yetişkinlere Shakespeare.
O dönemde tiyatro, büyük insan topluluklarını etkilemek için son derece güçlü bir araç. Malum, ilerleyen yüzyıllarda sinema, televizyon böylesi bir gücün sahibi olacak. Şimdilerin sosyal medyası kadar belki de. Peki alt sınıftan, genç yaşta baba olmuş, tefecilik yapan, vergi kaçıran, “eğitimsiz” biri: Shakespeare, dil açısından bu kadar zengin ve derin bir deneyim sergileyen bunca kıymetli oyunu nasıl kurabildi? Oyunlarının aslında başka yazarlar tarafından yazıldığına dair onca kuram; Bacon Kuramı’ndan (Francis Bacon) Oxford Kuramı’na (17. Oxford Kontu Edward de Vere)... Shakespeare o kadar çok söylentiye, efsaneye sebep oluyor ki yıllar içinde...
Şiir ve düzyazı dengesi
Shakespeare’in hayal ormanlarında eski Yunanlılardan Danimarkalı öğrencilere, Mısır kraliçelerinden Romalı askerlere herkese yer var. Ruhlar, periler, cadılar, dadılar... Ortaçağın gizem oyunları, kutsal mucize oyunları, erken Tudor dönemindeki ahlak oyunlarının izleri Shakespeare’in dünyasında bol miktarda yer alıyor. Sadece bunlar değil elbette; klasik Yunan efsaneleri, çağdaşı olan Christopher Marlowe’un dertli kahramanları ve kafiyesiz şiiri cesurca kullanışının Shakespeare üzerindeki önemli etkilerinin de altı çizilmeli.
Bu kadar iyi bir şair, bu kadar zeki bir adam ve teknik olarak da tiyatro hususunda bunca yetkin bir kalem daha söylemek zor. Şiir ve düzyazıyı bu kadar dozunda bir araya getirebilmek, asaleti ve duyguları bu kadar hassas dengeleyebilmek... Karakterlerinin, düzyazı ve şiir arasındaki biçimsel gelgitleri, psikolojilerinin dönüşümlerine işaret eder. Sert ünsüz harf kullanımlarındaki tekrarlara dek oyunlarının altında rengarenk bir mimari ve dolayısıyla da matematik saklıdır. Shakespeare’in metinlerinde, görünenden çok çok daha fazlası gömülü.
Dans eder gibi vurgularla, vezinlerle, eklerle, harflerle yaptığı oyunları Yetişkinlere Shakespeareile keşfetmek, iz sürmek çok keyifli. Türettiği deyimlerden, kelimelerden ve harflerden yarattığı, başka kimselerinkine benzemeyen evreninden, asırlar sonra da tekrar tekrar dehasından büyüleniyorsunuz. Foley ve Coates, Shakespeare’in oyunlarını, kelimelerini, hatta yer yer harflerini bile didik didik inceliyorlar. Büyüleyici benzetmeleri, zihin açan mecazlarıyla eşsiz bir serüven...
Yanıltıcı kimlikler, kılık değiştirenler
İngiliz diline yaklaşık 1700 sözcük ve deyim ekleyen Shakespeare’in icat ettiği laflara göz atıyoruz sonra. Devamında Shakespeare komedilerinin ortak özelliklerinde odaklanacak Foley ve Coates. Sürprizleri hiç bitmeyen bir dehanın ürünleri olan bu tiyatro oyunlarını köşeli çerçevelere oturtmak elbette kolay değil ancak imkansız da değil. Üslubuna, karakterlerine, tekrar eden unsurlara, yanıltıcı kimliklere, kılık değiştirenlere, çetrefilli ikiliklere yakından baktıkça kara ormanlarda yolumuzu bulmamız bir parça kolaylaşıyor. Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan başlayarak Foley ve Coates her bir oyunu öyle kıymetlice inceleyip olay örgüsüne, ana temalara, simgelere o kadar yakından bakıyorlar ki... Komedilerin ardından tarihi oyunlar; akabinde de trajedileri, en son da soneleri ince ince işliyorlar.
Shakespeare bilginizi ölçmek için 60 soruluk bir test bile var kitapta! Shakespeare’in bilgece sözleri, oyunlarını seyretmek için ipuçları... Sadece Shakespeare sevenler için değil, aslında herkes için çok ilginç ve çarpıcı bir bilgiler toplamını ifade ediyor Yetişkinlere Shakespeare. Müthiş bir yol haritası, bir kılavuz. Hiç Shakespeare oyunu izlememiş veya tek bir kelimesini dahi okumamış okurlar için bile keyifli bir tecrübe.
***
Asuman Kafaoğlu Büke
Cumhuriyet Gazetesi
14 Şubat 2018
Yetişkinlere Shakespeare
Elizabeth Foley ile Beth Coates’in yazdığı “Yetişkinlere Shakespeare”, özel hayatı hakkında bilebildiğimiz her detayı, Shakespeare’in yazdıklarının tarihi gerçeklerle bağlantısını, çağdaşı bazı şairler tarafından neden hor görüldüğünü, yüzyıllar sonra hangi meslektaşları tarafından ve neden yüceltildiğini öğrenmek için hem de yapıtlarındaki anahtarlarla şiirini, temalarını, motiflerini ve simgelerini anlamak için hoş bir kitap.
Bir kitabı seçmek için bazen sadece başlığı yeterli oluyor, Yetişkinlere Shakespeare’inki (Elizabeth Foley, Beth Coates, Çeviren: Zeynep Avcı, Helikopter Yayınları) gibi. “Çocuklar için Shakespeare” başlığı taşıyan, şairi anlaşılır kılmak için yazılmış çok sayıda kitap var ama “Yetişkinlere” yönelik atılan başlık merak uyandırıyor. Neyse ki yazarları başlığın anlamını hemen önsözde açıklıyor.
Kitabın yazarları Elizabeth Foley ile Beth Coates, çocukların ev ödevine yardımcı olacak velileri düşünerek Yetişkinlere Ev Ödevi adındaki kitaplarından sonra William Shakespeare’e el atmış. Foley ve Coates; akademik değil, Shakespeare uzmanı hiç değil, keşfettikleri “ilginç olguları başkalarıyla paylaşmak arzusuna kapılmış sıradan okur” olarak tanıtıyor kendilerini. Otuz beş yaşın altında İngilizlerin yüzde beşlik bir oranının Sindirella’yı Shakespeare’in kahramanı sandığını öğrenince kitabı yazmaya karar vermişler. Her şeyden önce amaçları, çocukken okulda okutulan ağır eserleri anlamayıp şaire karşı önyargı geliştirmiş yetişkinleri bu duygudan kurtarmak. Seyirci ve okurların “nasıl olsa anlamam” kanısını silmek.
BASİT DİL, KISA BİLGİLER
Kitabın akıcı ve sade dili, arada teklifsizlik sınırında dolaşsa da yazarlar sık sık espri yapıp parantez içinde soru sorarak elitist bir yaklaşımları olmadığını vurguluyor: “Kış Masalı’nı izlerken uyukluyor musunuz? Merak etmeyin bu konuda yalnız değilsiniz…” Kitap boyunca da bu tavırlarını sürdürüyorlar; herkesin anlayacağı, herkesin zevk alacağı Shakespeare’lerini sunuyorlar okura. Bazen gereksiz bir basitliğe düşseler de…
Kitabın ilk bölümü “Tek cümleyle bütün Shakespeare oyunları” başlığını taşıyor. Konuyu bir tek cümleye indirgeyip kahramanın başına ne geleceği açıklıyorlar bu bölümde. Örneğin Romeo ve Juliet’i “Genç âşıkların beraberliğini onaylamayan aileler saadetlerine engel olunca olaylar göstermelik bir intiharı gerçeğe çevirip ölümcül sonuçlara yol açar” sözleriyle anlatıyorlar. Bu basit açıklamanın okura pek faydası yok tabii ki. Tolstoy’un Savaş ve Barış romanının, savaş ve barış anlattığını söylemek gibi bir şey. Özellikle Shakespeare’in karmaşık tarihi oyunlarını bir cümleye indirgemek pek başarılı olmamış.
Birinci bölüm gereksiz görünse de bir sonraki bölümdeki bilgiler açıklayıcı olmuş. Shakespeare döneminde şehirler nasıldı, nüfus kaçtı, kadınların toplumsal durumu neydi ve ne kadar alkol içilirdi gibi başlıklar altında kısacık bilgiler vermişler. Derin bilgi peşinde değil yazarlar ama konuyu iyi araştırmış oldukları anlaşılıyor. Her okurun merak edeceği gündelik hayatla ilgili basit bilgileri bu bölümde ele almışlar. Elizabeth döneminde cadılığa nasıl bakılıyordu ya da on altıncı yüzyılda gayrimeşru çocukların yasal hakları nelerdi gibi aklımıza takılan soruların açıklamalarına yer verilmiş. Ayrıca ilerleyen sayfalarda tek tek oyunların ele alındığı bölümlerde de oyunun konusuyla ilgili olarak tarihi olaylar ve toplumsal gerçeklere değinilmiş. Yine kısa kısa ama yeterince aydınlatıcı.
Ancak Shakespeare üzerine bir kitap yazılıyorsa elbette şairin dili ve tarzından bahsetmek gerekir. Foley ve Coates, ilk bölümlerde genel okuru çekmek için belki aşırı basitleştirmiş konuyu fakat Shakespeare’in dili ve yazı tarzını ele aldıkları bölümde konuya daha farklı yaklaşmış, çok fazla kaynaktan yararlanmış ve edebiyat kuramlarıyla anlatmaya çalışmış yazarı.
OZANLARIN KRALI
Shakespeare’in İngiliz diline 1700 sözcük kazandırdığı söylenir hem de edebiyat tarihinde en geniş kelime hazinesine sahip birkaç yazardan biridir. Kendisiyle aynı yıllarda yaşamış şair ve oyun yazarlarını okuduğumuzda farkı daha net anlaşılır. Yeni sözcüklere ve deyimlere merakı, dil oyunlarına karşı ilgisi onu çağdaşlarından ayırır. Bir sözcüğün farklı anlamlarını aynı cümle içinde onun gibi kullanan yoktur. Örneğin, Mercutio “Yarın beni sorduğunda, ciddi bir adam bulacaksın” cümlesinde “ciddi” için aynı zamanda mezar anlamına gelen “grave”i kullanarak karakterin ölüm haberini daha ölmeden sezdiriyordu. Buna benzer cinas örnekleri çoktur eserlerinde, bazen komik etki yaratmak için bazen de trajik durumun ağırlığını arttırmak için kullanır. Cinas dışında elbette her şairin en sevgili aracı olan mecazla birlikte teşbih, ses tekrarlaması, yineleme, tersine çevirme gibi dil oyunlarını kullanıyordu.
Shakespeare, eserlerini okunması için değil, sahnede söylenmesi için yazıyordu, bu yüzden hecelerin tınısı önemliydi. Sert “t” ve “k” harfleri içeren sözcükleri öfke bağlamında “b” ve “d” gibi daha yumuşak sese sahip harfler içeren sözcükleri de “beauty’s effect with beauty were bereft” (5. Sone) örneğinde olduğu gibi daha uyumlu etki için kullanıyordu. Kitap bu ve buna benzer çok sayıda örnek veriyor.
Şiirsel yeteneği, sadece dil oyunlarıyla sınırlı değildir Shakespeare’in; biçemle oynamayı da seven bir şairdir. Oyunlarında şiir ile düzyazıyı farklı amaçlarla birlikte kullanırdı. Genelde soylu kahramanları şiir formunda işçi, bekçi, kapıcı ve hapishane müdürü gibi yan karakterler ise düzyazı formunda konuşur. Ayrıca Hamlet, çok sevdiği yakın dostu Horatio ile kafiyeli ve hece ölçülü konuşurken hiç güvenmediği Rosencrantz ve Guildenstein’a düzyazıyla hitap eder. Romeo ile Juliet de ilk kez karşılaştığında birbiriyle sone formatıyla konuşur.
Shakespeare’in özel hayatı hakkında bilebildiğimiz her detayı, yazdıklarının tarihi gerçeklerle bağlantısını, çağdaşı bazı şairler tarafından neden hor görüldüğünü, yüzyıllar sonra hangi meslektaşları tarafından ve neden yüceltildiğini öğrenmek için hem de yapıtlarındaki anahtarlarla şiirini, temalarını, motiflerini ve simgelerini anlamak için hoş bir kitap. Kitabı ilk okumaya başladığımda fazla basit görünmüştü ama eserleri tek tek ele aldığı bölümlerde özellikle çok başarılı buldum. Belki bu yüzden hem Shakespeare’e giriş yapacaklara hem de edebiyat öğretmenlerine yararlı olabilecek bir kaynak kitap.
Stok Kodu:h-71
- Taksit Seçenekleri
- İş BankasıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim114,00114,00259,28118,56340,28120,84620,52123,12Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim114,00114,002--3--6--